Sadrazam hazretleriyle görüşmeye geldiler efendim.
Sadrazam Cezayirli Hasan Paşa, çalışma odasında derin düşünceler içerisindeydi. 3. Mustafa devrindeki yıldırım gibi geçen Kaptan-ı Deryalığını düşünüyordu. Devir artık 3. Selim devriydi ve sadrazamdı, yani başbakan...

-Kimmiş gelenler, dedi.
-Efendim Çanakkale’den geliyorlar. Bir vakıf kurmayı arzu etmişsiniz. Onunla ilgili emir almaya geldiklerini söylüyorlar...
Paşa başını hafifçe yukarı kaldırdı:
-Çağırın derhal gelsinler...
Görevliler Çanakkale’den gelen misafirleri içeri kabul ederken Hasan Paşa da yanı başında kendi elleriyle büyüttüğü cins kedisinin başını okşuyor, gür sakallarını sıvazlamaya devam ediyordu. Derin düşüncelerde iken sakalıyla oynardı. Sadrazamlığı bir film şeridi gibi geçti gözlerinin önünden... Ömrü bir kar yığını gibi eriyordu. Kendisi ise devlet adamlığından çok, hayır eseri olarak geride ne bıraktığını düşünüyordu...
İstanbul Kasımpaşa’daki Kuzey Deniz Saha komutanlığı’na hizmet veren bina onun eseriydi. Ayrıca bir tersane ve aynı tersanede kalyoncular için bir de kışla yaptırmıştı. Yine Midilli’ye dört saat mesafedeki bir yerden şehre su getirtmiş. Çeşmeler yaptırmıştı.
Ve daha neler...
Yiğitliği ve zekası yanında, şehirleşme ve altyapı hizmetlerine bu derece önem veren bir yanı vardı. İçeri giren ziyaretçiler, büyük bir hürmetle selam verdiler:
-Paşa hazretleri, Çanakkale’de kurmayı arzu ettiğiniz vakfınızın hizmeti ile ilgili olarak talimatlarınızı almaya geldik...
Paşa, durgun ama duygulu bir cevap verdi:
-Bunlar bizim öte tarafa götüreceğimiz hayır eserleridir evlatlarım... Yiğitlik ve kahramanlık gelip geçicidir. Baki olan insanlığa hizmet bırakabilmektir. Vakıf senedine yazılacak metin işte burda hazır haldedir. Aynısı yazıla ve uygulana... Haydi, Allah selamet versin...

Paşa kurduğu bu vakıf ile bu sefer de: Çanakkale’deki çeşmelerin, camilerin, zaviyelerin: Köy yollarının ve yol üzerindeki çeşmelerin: ayrıca Kilitbahir’deki limanın tamir, tanzim ve temizlik hizmetlerini: yapımı yarım kalanlarının tamamlanmasını garanti altına alıyordu...