YÜKLENİYOR...

Kışın Abdest Alanlara Sıcak Su Temin Eden Vakıf.

Kışın Abdest Alanlara Sıcak Su Temin Eden Vakıf.

Kocabeyzade Abdülhadi Efendi, 18. yy’da Ankara’da herkes tarafından hürmet edilen bir müderris yani üniversite öğretim üyesiydi. Ailesi de Ankara Altındağ’ın tanınmış ailelerindendi. Zaten bu aileden hep ilim adamları, hakimler, hekimler çıkardı.

O yıllarda insanlar beş vakit namazlarını camide cemaat ile kılmaya çok önem verirlerdi. Bir kış günüydü. Abdülhadi efendi de medreseden çıkmış camiye gidiyordu. Camii avlusundan girdiğinde şadırvan da buz gibi su ile üşüyerek abdest alan müminlerin halini görünce yüreği sızladı. Kendisi az önce sıcacık suyla abdestini almıştı. Kendine istediğini mümin kardeşine de istemeliydi. Dinimiz bu ahlakı emrediyordu. Peki, o yıllarda böylesi kışta kıyamette burada abdest alanlara sıcak suyu nasıl bulacaktı? Gün boyu bunu düşündü. Gece bunu düşündü… Fatih’in gemileri karadan yürüttüğünü hatırladı. “Yeter ki iste… Bir yol bulunur elbet!” diyordu…

Ve bir gün…

Hamama gitme günüydü. Hamam, geleneği, zaten Osmanlı toplumunun temizliğe verdiği önemin bir göstergesiydi. Her mahallede en az bir hamam mutlaka olurdu ve buralarda her zaman sıcak su bulunurdu.

-Buldum, dedi Kocabeyzade Ebdülhadi Efendi…

Tıpkı hamamlarda olduğu gibi abdesthanede de su ısıtılır ise bu sıkıntı kendiliğinden çözülecekti. Su ısıtmak için sağlam ve hacimli bir kazana, bir de yakacak oduna ihtiyaç vardı. Abdülhadi Efendi bu ihtiyaçları karşılayacak bir vakıf kurdu. Caminin uygun bir yerine de kazan yerleştirdi sıcak suyu akıtacak şekilde müştemilatı ayarladı. Sonra da vakfiyesinde vakfın gayesini açıkça belirtti: “Camide, söz konusu müştemilata dahil kazandaki su, kış günlerinde her daim, vakfımızca temin edilecek odun ile ısıtıla ve müslümanların bu sıcak su ile abdest almaları sağlanacak.”

Abdest alanların kış-kıyamette üşümemelerini sağlayan bu vakfın insani sıcaklığını hissetmemek mümkün mü?…

Yayın Tarihi

Sosyal Medyada Paylaş