YÜKLENİYOR...

Fakirler İçin Kurban Kesen Vakıf.

Fakirler İçin Kurban Kesen Vakıf.

Bayram sabahıydı. El öpme işi bitince pat diye sordu babasına on yaşındaki Kerem:

-Baba, biz niye kurban kesmiyoruz?

Beklemediği bu soru karşısında baba şaşırdı.

-Oğlum biz kurban parasını bir hayır kurumuna bağışladık. Bizim yerimize kesiyorlar.

Çocuk dudaklarını büzüştürdü:

-Ben öyle kurban istemiyorum. Kınalı koçumuzu kendimizin kestiği kurban istiyorum.

-Oğlum o da nereden çıktı?

Çocuk hızla odadan çıkıp elinde bir kitapla döndü.

-İşte burada. Herkes kendi kurbanını kendisi kesermiş. Kurban keserken tekbirler getirilirmiş.

Baba, kurban heyecanını yaşamak isteyen oğluna üzülüyor, onu nasıl teselli edeceğini düşünüyordu:

-Oğlum o kitaptaki kurban bayramları şimdi olmuyor ne yazık ki. Şehirde, apartman hayatından kurbanı o şekilde kesmek çok zor. Hem ben de kurban kesmeyi bilmiyorum.

-Dedem biliyormuş ama baba.

Baba düşüncelere daldı biraz...

-Sanırım artık kurban kesmeyi sadece kasaplar bilecek. Bu ibadet de ne yazık ki artık vekâlet zarflarına kâğıt para koymaya dönüşüyor... Tek tesellimiz, bizden alınan bu paralarla yoksullara kurban kesilip dağıtılıyor olması.

Eskiden de bu yoktu işte...

Kerem dersine iyi çalışmış gibiydi. Kitaptan babasına cevap gibi satırları okumaya başladı.

-Öyle değil baba! Eskiden Üsküdar’da muhacir Zeliha Hanım diye bir teyze varmış. Fakirler için kurban kestiren vakfı varmış. Ama o vakıf bu hayrı başkalarından para toplayarak değil, kendi gelirinden karşılıyormuş.

Baba, şaşırmış kalmıştı:

-Ver bakalım şu kitabı bana. Nereden okuyorsun sen bunları?

“Tarihte İlginç Vakıflar” diye bir kitap...

Babası alıp göz gezdirdi satırlara...” Abdullah kızı, Abdurrahman Nafız Paşa Hanımı, Üsküp’ten İstanbul’a göç eden Zeliha Hanım’ın Hicri 1273 (Miladi 1857)’de kurduğu: şehirde fakirlere gıda yardımı yapmak, bayramlık eşya dağıtmak, kurban bayramlarında hem kurban kesip et hem de kurbanlık dağıtmak gibi görevleri olan vakıf” diye yazıyordu...

Yayın Tarihi

Sosyal Medyada Paylaş